Bugün size en önemli sinema akımlarından biri olan Yeni Gerçekçilik akımından bahsetmek istiyorum. Bu akımın ülkemizde ki en büyük öncüsü olan Yılmaz Güney'in yarın ki doğum gününü de bu sayede buradan kutlamış olalım.
İlk olarak İtalya'da ortaya çıkmış olan bu akımı size anlatmak istememin sebebi özellikle fakir halkın konu edilmesi ve de ülkemizde ki öncüsünün Yılmaz Güney olmasıdır.
Yılmaz Güney hakkında çok fazla bilgiye sahip değilim ancak tanıdığım bir çok büyüğüm bu filmlerle büyümüş. Yılmaz Güney onlar için olmazsa olmaz. Bu kadar hayranını görüpte bu akımdan bahsetmemek olmazdı.
Bu akımı biraz araştırdığımda 2. Dünya savaşı sonrasında ortaya çıktığını gördüm. Bu akım 1944-1952 yılları arasında etkili olmuş. Bu akımın genel olarak kabul edilen ilk filmi Roberto Rossellini'nin Roma, Açık Şehir filmidir. Bu tür filmlerde sıradan insanların günlük hayatlarına sempatik bir yaklaşım vardır. Kameralar stüdyoların dışına yani sokağa taşınmış. Filmlerde mümkün oldukça basit doğal bir kurgu kullanılmış. Ayrıca bu akımdan etkilenen filmlerde genellikle amatör oyuncular kullanılmış.
Dilerseniz kısaca bilgi verdiğim bu akımı bir başka bilgi kaynağından aldığım geniş bilgilerle daha iyi tanımaya çalışalım...
Yeni Gerçekçilik
Yeni Gerçekçilik, sinema akımları içerisinde akla ilk gelenlerden birisidir, benim için öyle en azından(Bisiklet Hırsızları (1948) sanırım bunun sebebi)). Lumiere kardeşlerden yana bir akım da diyebiliriz. Melies'in eliyse gün geçtikçe güçleniyor.
Yeni gerçekçilik akımının önemli yönetmenleri arasında Fellini, Vittorio De Sica, Roberto Rossellini, Luchino Visconti ve Cesare Zavattini yer almaktadır. Yönetmenlerden de anlaşılacağı gibi İtalya'da ortaya çıkan bir akımdır.
Kimilerine göre 1943 yapımı
Luchino Visconti'nin Ossessione'si akımın ilk filmi olarak adlandırılmaktadır, kimisine göre ise bu film Roberto Rossellini'nin "Roma, citta aperta" filmidir.
Filmlerin genel özellikleri arasında ayrıntılara yer verilmemesi ve fakir halkın hayatlarının anlatılması, basit doğal kurgunun tercih edilmesi ve seslerin filmlere dublaj ile eklenmesi yer alır.
Yeni Gerçekçi
filmlerde gördüğümüz kameranın sokağa taşınarak ve aynı zamanda doğal ışığın
kullanılması bir Hollywood eleştirisi niteliğindedir
Çoğunlukla amatör oyunculardan faydalanılmıştır ve dönem itibariyle oyuncunun sinemadaki varlığının sorgulanması tartışmalarına sebep olmuştur.
Genel olarak çoğu filmde açık bir son yoktur. Geleceğin belirsiz olmasının en önemli sebebi kanımca 2. dünya savaşının insanlar üzerinde süre gelen etkisiydi. İnsanlar gelecek hakkında fikir üretemeyecek durumdaydılar.
Yönetmenler ve oyuncular doğaçlama yolunu seçtiler. Bu seçim ansiklopedik tanım olarak "gerçekliğin algılanmasına yeni yaklaşımlar" diye nitelendirilen bir akım için doğal olsa gerek.
Çoğunlukla amatör oyunculardan faydalanılmıştır ve dönem itibariyle oyuncunun sinemadaki varlığının sorgulanması tartışmalarına sebep olmuştur.
Genel olarak çoğu filmde açık bir son yoktur. Geleceğin belirsiz olmasının en önemli sebebi kanımca 2. dünya savaşının insanlar üzerinde süre gelen etkisiydi. İnsanlar gelecek hakkında fikir üretemeyecek durumdaydılar.
Yönetmenler ve oyuncular doğaçlama yolunu seçtiler. Bu seçim ansiklopedik tanım olarak "gerçekliğin algılanmasına yeni yaklaşımlar" diye nitelendirilen bir akım için doğal olsa gerek.
Akımın
etkisini yitirmesindeki en önemli sebep İtalya'nın 1960'lı yılların başı
itibariyle ekonomik olarak hızla yükselişidir. Artık filmlerde karşımıza çıkan
fakir karakterler izleyicilerle bütünleşme özelliğini kaybetmişti.
Yılmaz Güney Türk sinema tarihinde yeni gerçekçiliğin öncüsü konumundadır.
Meraklısına: Fellini ve Antonioni'nin ilk filmlerini de Yeni Gerçekçilik akımından etkilenerek çektiklerini de söylemekte fayda var.
Yılmaz Güney Türk sinema tarihinde yeni gerçekçiliğin öncüsü konumundadır.
Meraklısına: Fellini ve Antonioni'nin ilk filmlerini de Yeni Gerçekçilik akımından etkilenerek çektiklerini de söylemekte fayda var.
Yeni Gerçekçilik Sinemasının Önemli Filmleri
Roma, Citta Aperta - 1945
Ladri Di Biciclette - 1948
Stromboli - 1950
Miracle in Milan - 1951
La strada - 1954
Umberto D. - 1952
Germania Anno Zero - 1948
- İyi ki doğdun ÇİRKİN KRAL...